Hayatın oynayabileceği oyunlar karşısında, olabilecek en kötü durumlarda bile bir yan bulup mutluluklarını sürdürenler var. İnsan biraz onları kıskanıyor, çünkü bu insanlar sanki mutsuz olmak ya da kızgınlık göstermek nedir bilmeden yaşıyorlar.
“Ne güzel işte” denebilir” ama her olayda pozitif kalmaya çalışmak da ayrı bir stres kaynağı gibi duruyor. Sürekli Pollyanna olmak insanı hem yoruyor hem de çevrenizdekiler bir süre sonra size sinir olmaya başlıyorlar. Psikolojinin ustası Freud’a göre daima mutlu olmak da bir çeşit hastalık ve insana mutluluk kadar mutsuzluk hissi de gerekiyor.
Bebek Seslerine Tepki
Araştırmalarda verilen örneklerden biri uçakta geçen bir hikaye ile ilgili. Uzun uçuşlardan birinde annesinin kucağında ağlamakta olan bebeği biraz tutmak için yolcunun biri izin istemiş. Anne kabul etmiş. Bebek yolcunun kucağında uyuyakalmış. İşin kötüsü anne de uyuya kalmış . Bütün yol boyunca yolcu bebekle ilgilenmiş, hatta altını bile değiştirmiş. Çoğu kişiye felaket gibi gelen bu olay sonunda yolcu çok mutlu olduğunu belirtmiş. Değişik yorumlar alan bu hikaye pek çok kişiye inanılmaz gelmiş, normal olanı adamın şikayet etmesiymiş.
O adamınki gibi duygular bir tür duyarlılık saçmalığından ibaret yorumları var. Freud da onlardan yana. Meslektaşı Carl Jung’a yazdığı bir mektupta şöyle diyor; “Sürekli mutlu görünmeye çalışan insanlar hasta insanlardır. Çünkü insanın tam olabilmesi için mutluluğa olduğu kadar mutsuzluğu da ihtiyacı var.” Uçaktaki adam da bunu okumalı.